Translate

Bu Blogda Ara

15 Mart 2014 Cumartesi

ALANYA GEZİLECEK YERLER REHBERİ

ALANYA’DA GEZİLECEK YERLER

 

PLAJLAR   :

Tüm sahillerinden denize girilebilen Alanya tam bir güneş, deniz, kum cennetidir.Çoğu tatil yörelerinden farklı olarak, Alanya'nın merkezinde de plajlar bulunmaktadır.
Geniş kumsallardan oluşan ve Mavi Bayraklı olan Alanya Plajları, kent merkezinin yarımadaya göre batı ve doğusundadır. Alanya'da deniz suyunun rengi kıyıda maviden turkuvaza dönüşür. Durgun havalarda dipteki balıkları, çıplak gözle görebilirsiniz. Batıda Damlataş ve Kleopatra, doğuda Keykubat ve Portakal plajları gözde plajlardır ; 

damlataş plajı













kleopatra plajı 











keykubat plajı
Yarımadanın doğusunda, belediye binasının önünden başlayarak yaklaşık 3 kilometre uzunluğundadır. Mavi Bayraklıdır. Deniz ve plaj kumdur, bazı kesimlerinde kum kayası vardır. Kıyı boyunca uzanan parkların ve turistik tesislerin yeşil alanlarından dolayı Bengonvil Plajı adıyla da bilinir. Kleopatra Plajı gibi Alanya’nın en gözde plajdır. Kıyıda her türlü su sporlarının yapılabildiği işletmeler vardır. Giriş ücretsiz; plaj hizmetleri ise ücretlidir. Şezlong, plaj şemsiyesi gibi hizmetler yaklaşık 50 metrede bir kurulu bulunan büfelerden alınabilir. Turistik tesislerin restoran ve kafeteryaları da dışarıdan gelen konuklara açıktır. Bazı otellerin iskelelerinden tekne gezisine çıkılabilir.

portakal plajı












Kent Dışında Bulunan Plajlar İse;

Ulaş Plajı













konaklı plajı













fuğla plajı















incekum plajı
Alanya'dan doğuya, Gazipaşa'ya doğru giderseniz  karşınıza mükemmel kumsallar çıkacaktır.
Tarihi bir liman olan Alanya'nın 30 km. doğusundaki Aytap (iotepe) ; Roma kalıntıları korunmuş, plaj ve koyları ile önemli bir gezi noktasıdır ; 

Alanya'nın yaklaşık 25 km. batısında yer alan Avsallar beldesi de ; kumsalları ile güzel bir tatil merkezidir. Avsallar güzel kumsalları ile bir tatil yöresidir. Burada bulunan pek çok büyük otel kompleksi bölgenin gelişimine katkıda bulunmuştur. Beldede doğanın keyifle tadını çıkarıp piknik yapabileceğiniz yeşil alanlar ve ormanlar da bulunmaktadır.

Alanya kumsalları kilometrelerce uzayıp gider. Alanya plajlarına giriş ve duş ücretsizdir. Plaj şemsiyeleri ve şezlongları ise ücrete tabidir; bu hizmetleri almadan da havlunuzu alıp kumsala serilebilirsiniz..

YAT LİMANI-marina

 287 Bağlanma yerinde; elektrik, su, Tv ve telefon bağlantıları bulunmaktadır. Yarı olimpik ölçüde yüzme havuzu, tenis kortları, yat kulüp binası, eğitim salonları, kapalı spor salonları ve SPA merkezi ile spor ve sosyal faaliyetler için gerekli tüm imkanlara sahiptir. Yat Malzeme Mağazası, Marketi, çarşı merkezi ve ATM birimi ile yat sahiplerinin tüm alışveriş ihtiyaçlarının karşılanması sağlanmış.

TARİHİ MEKANLAR  :

Alanya kalesi (Selçuklu Kalesi) ;


Alanya Kalesi zamanımıza kadar korunan tek Selçuklu kalesidir. 1225 yılında Roma Kale kalıntılarının yanına Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından bu kale yaptırılmıştır. 83 kule ve 140 burca sahip , üç sıra surlarla çevrili olan kale bütün olarak iç ve dış kale bölümlerinden oluşur. Aya Yorgi Kilisesi, Kanuni Sultan Süleyman Camii, Akşabe Sultan Türbesi, Selçuklu Hamamı, Arasta, Bedesten, Sitti Zeynep Türbesi, Sultan Alaaddin Sarayı, irili ufaklı sarnıçlar, deniz feneri ve zindandan oluşan Alanya Selçuklu kalesi muhteşem bir tarihi hazinedir.



Kızıl Kule:
 Adını alt ve üst kısımlardaki kesme taşlardan alan Kızıl Kule 1226 yılında yapılmış. Sekizgen şeklindeki kule beş katlı. Zemin katın ortasından yukarı doğru, beşinci kata kadar yükselen bir bölüm bulunuyor. Su sarnıcı görevini üstlenen bu bölüm kulenin omurgası durumunda. Zemin kat etnografik müze olarak hizmet veriyor.




Selçuklu Tersanesi:
1228 yılında yaptırılan tersane 56,5 m. uzunluğunda 44 m. derinliğinde ve 5 gözlüdür. Tersane güneyden gelebilecek tehlikelere karşı, iki katlı, iki odalı bir kule ile güçlendirilmiş.

ANTİK KENTLER  :
Leartes-Learti (Mahmutlar Harabeleri):

Büyük ören yada büyük kilise diye de adlandırılan bu yer ilçenin kıyı boylarındaki irili ufaklı tepelerin yamaçlarında kurulmuştur. İlçe merkezine 22 km. uzaklıktaki kentte kiliseler, hamamlar, sarnıçlar, iskan merkezleri, küçük bir stadyum tiyatro, sütunlu caddeler ve tapınakar mevcut.





Syedra Harabeleri:

Küçük bir tepe üzerinde kurulmuş olan bu kent  Roma kalıntısıymış. Kentin anıtsal giriş kapısının lentosu hala sağlam. Sütunlu caddenin iki yanında,  tarihi eserler ve mozaikler var. Şehrin içinde muhtemelen su deposu olarak kullanılmış üç havuz var.
Bu yörede yakın zamanda yapılan sualtı araştırmalarında 5 bin yıllık tarihi bir limanın kalıtıları bulunmuş.

İotape (Aytap) Liman Kenti: 

Aytap Alanya'nın 30 km. doğusunda. Bugünkü Akdeniz kıyı yolu bu Roma kentinin ortasından geçmektedir.Kentin 50-100 m. boyutlarında bir limanı var. Yarımada şeklinde oldukça yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş kalesinden Alanya'nın muhteşem konumunu seyrederken kendinizden geçeceksiniz..
Iotape kentinin antik caddesi, hamamı, kilisesi, nekropol ve akropolü çevrede bulunan diğer antik kentler içinde en iyi ayakta kalanlarıdır. Tek odalı, üstü kapalı mezar odaları da kentin antik kalıntıları içinde.
Hamaksia 
Alanya'ya 6 kilometre uzaklıkta olan bu antik kent, Sinek Kalesi olarak da bilinmektedir. ilk dönemlerinde kerestenin bol olması ile meşhur olmakla birlikte en üst noktasında bulunan kule, Hellenistik dönem özellikleri taşımaktadır.
Antik çeşme, havuz, oturma sıraları ve nekropolü önemli kalıntıları arasındadır. Hepsi görülmeye değerdir ve günümüze kadar gelebilmiştir. Hamaksia Antik Kenti'nin en önemli kalıntıları ise Bizans ve Roma döneminden kalmıştır. Tatilde denizin ve güneşin tadını çıkarırken farklı anlar geçirmek isterseniz Hamaksia Antik Kenti kalıntılarıyla birlikte sizi bekliyor olacak.

Gedevet Yaylası
 Gedevet Yaylası, Alanya`nın bir köyü olan Dere Köy sınırları içinde, deniz seviyesinden 1100 rakımda ve ilçeye 21 km uzaklıkta bulunmaktadır. Tüm yolları asfaltlanmış apartman, villa ve çiftlik evleri ile dolu olan yayla, 2006 yazından bu yana günübirlik piknik alanlarıyla hizmet vermektedir. Son yıllarda öne çıkan yayla turizminin yaygınlaşmasıyla Gedevet Yaylası da giderek popüler olmaya başlamıştır. Deniz seviyesinden yüksekliği sebebiyle yaz aylarında da çokca serin olan yayla Alanya`nın sıcağından bunalanlar için harika bir kaçamak olacaktır.
Sık çam ormanlarıyla çevrili mesire alanında kamelyalar, hamaklar, piknik masarları ve tuvaletler bulmak mümkündür. Yaylanın merkezinde bulunan ulu çınar ağaçları görülmeye değerdir. Gedevet Yaylası`na, çam kokuları içinde, yemyeşil ormanların içinde geçireceğiniz günübirlik bir piknik gezisi mutlaka düzenlemelisiniz.
 

 Colybrassus 

Colybrassus, Gündoğmuş ilçesi Güzelbağ Kasabası Bayır Köyü sınırları içindedir. Alanyaya yaklaşık 30 km. uzaklıktadır.
Colybrassusta günümüze kadar gelebilen önemli kalıntılar arasında, oldukça iyi işlenmiş İon köşe başlıklı tapınağıyla nekropolündeki lahitleri ve doğal kaya mezarını sayabiliriz.
Kaya mezarının cephesi anıtsal nitelikte olup buraya 18 basamaklı merdiven ile ulaşılmaktadır. Mezar odası tek mekandan oluşmakta ve girişin üstü basık kemer şeklinde yontulmuş içi Medusa başı ile süslenmiş kemerin iki yanı ise kartal motifleri ile bezenmiştir.
Çevreye dağılmış durumda olan çok sayıdaki yazıt; kentin tarihine ışık tutacak önemli bilgiler içermektedir. Kalıntılar Roma ve Bizans Dönemi özellikleri göstermektedir.

MÜZELER  :  


Alanya'da dört müze var ; Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi, İçkale Müzesi ve Atatürk Evi Müzesi. Müzeler Öğle tatili dışında  haftanın her günü ziyarete açık.
Alanya’nın en değerli eseri olan Herakles heykeli  Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Limandaki Kızılkule, Etnografya Müzesi olarak düzenlenmiş.Müzede Alanya çevresinden derlenen ve bölgenin folklorik özelliklerini yansıtan, yörük kilimleri, çuvallar, heybeler, giysiler, işleme örnekleri, silahlar, günlük kullanım kapları, takılar, el yazmaları  gibi objeler sergileniyor. Müzede resim sergileri,Klasik müzik koserleri gibi sanatsal etkinlikler de düzenlenmektedir.
İç Kale Müzesi, tarihi kalenin içindedir. Burada sürdürülen kazı çalışmalarında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın görkemli sarayının varlığı belirlenmiştir. Kazı çalışmaları devam ediyor.
İçkale'deki Seyirlik denen kısımdan, yukarıda Toroslar ve aşağıda Alanya'nın batı kıyısını seyretmek oldukça keyifli.
Atatürk Evi Müzesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 18 Şubat 1935’te Alanya’ya yaptığı ziyaret sırasında bir süre bu evde kalmış. 19. yüzyıl Türk mimarisinin özelliklerini yansıtan bahçe içinde üç katlı binanın giriş katında Atatürk’ün kişisel eşyaları, fotoğraflar, Atatürk’ün Alanyalılara gönderdiği telgraf ve diğer tarihi belgeler sergileniyor. Üst katın odaları ise geleneksel bir Alanya evinin etnografik eşyalarıyla donatılmış. 

TARİHİ CAMİLER - KİLİSELER  :

Süleymaniye (Kale) Cami:

Osmanlı mimarisi özelliklerini taşıyan caminin 16. yy. da bir Selçuklu tapınağının üzerine inşa edildiği bilinmektedir. Kapı ve pencerelerdeki ağaç bölümler Osmanlı ağaç işlemeciliğinin en güzel örneklerindendir.Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Tek minareli cami ; Alaeddin, Kale ya da Sultan Süleyman Camisi adları ile de anılmaktadır.  Kubbesinin askılık görevini üstlenen kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küp yerleştirilmiştir. İbadet sırasında bu özellik ortaya çıkmaktadır.Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğindeki ustalığını yansıtır.

Emir Bedrüddin Cami: 

Günümüzde Andızlı Cami olarak bilinen cami adını hemen yanındaki andız ağacından almıştır. 1227 yılında Emir Bedrüddin tarafından yaptırılan caminin yanında kesme taşlardan yapılma çok yüksek olmayan minaresi yer alır. Minberi oymacılık sanatının en güzel örneklerindendir.
Akşebe Sultan Mescidi: Alanya kalesinin ilk kumandanlarından olan Akşebe Sultan tarafından 1230 yılında yaptırılmıştır. Batısında kendine özgü mimarisi olan bir minare vardır.Burada Selçuklu üslubunda, son derece güzel süslenmiş bir sandukanın bulunduğu söylenmektedir. Diğer dikkat çekici özelliği ise yapının kuzeybatısındaki mavi sırlı çinilerle kaplı tuğla bir minare kalıntısıdır.

Aya Yorgi Klisesi : 

Alanya'da küçük ama tarihi önemi olan bir klisedir.17. yy.’da inşa edilen Aya Yorgi (Agios Georgios ) Kilisesi, 1863 yılında esaslı bir onarımdan geçirilmiştir.Dışarıdan girişli bir asma katı da bulunan yapının iç mekanı ve cenneti simgeleyen tavan, mavinin değişik tonlarında kalem işi bezemelerle süslüdür.Bir sergi mekanı olarak düzenlenen  bu yapıda, vitrinler içerisinde çeşitli seramik eserler sergilenmektedir.

HAN VE KERVANSARAYLAR :

Alara Han ve Alara Kalesi :

Alara Kalesi; Alaadin  Keykubat   tarafından  Alanya’nın  fethinden  hemen  sonra   Alanya-Antalya  arasındaki  kara  ulaşımının  güvenliğini  sağlamak  ve  Akdeniz  Bölgesi    ile  İç  Anadolu  Bölgesi   arasındaki  ticaret  yollarının  üzerinde hakimiyet  amacı  ile  yapılmıştır.
Alarahan; Alara Kalesi'ne 800 metre uzakta bir düzlükte ve Alara Çayı kıyısındadır. Tümüyle kesme iri taşlarla 2.000 m² alan üzerinde kervansaray olarak inşa edilmiştir.1231 yılında yapılan han, günümüzde onarılmış restoran ve alışveriş merkezi olarak kullanılmaktadır. Kervansaray'ın nöbetçi kulübesi günümüzde de özelliğini korumaktadır. Kervansarayın içinde çeşme, mescit ve hamam vardır.

 Şarapsa Kervansarayı :

Alanya - Antalya asfaltının 15. km. sinde yolun üst kısmındaki küçük bir tepede, yaklaşık 850 m² lik bir alan üzerinde, Sultan Alaaddin Keykubat'ın oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1236 - 1246 yılları arasında yaptırılmıştır.
-------------------DOĞAL GÜZELLİKLER -------------------- 

MAĞARALAR  :      Alanya için bir  ''mağaralar kenti''  dense yeridir. Kara ve deniz mağaralarının gizemli dünyasını Alanya’da keşfedebilirsiniz. Milyonlarca yıl öncesinden beri var olan kara mağaralarında on binlerce yılda oluşmuş sarkıt ve dikitlerin büyülü dünyasında gezinirken yeni sarkıt ve dikitlerin oluşumuna da tanık olabilirsiniz. Bu tanıklık, mağara içindeki aydınlatmanın yarattığı dekorla sizi fantastik bir sinema filminin içine sürükleyecektir..!

Damlataş Mağarası ;
Damlataş Mağarası, Alanya'nın içinde ve deniz kıyısında merkeze 3 km. uzaklıktadır. Toplam uzunluğu 30 m. olan mağara 200 m2'lik bir alanı kaplamaktadır. Çok sayıda sarkıt ve dikitin eşsiz bir görüntü oluşturduğu mağaranın yüsekliği 15 metredir.
Damlataş Mağarası'ndan içeri girildiğinde ilk anda 45-50 m. uzunluğunda bir geçit, 13-14 m. çapında ve 15 m. yüksekliğinde silindirik bir boşluk, ayrıca 15000 senede oluşmuş sütunlar göze çarpar. Mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500 metreküp hava ihtiva etmektedir. Mağara çevresindeki kalınlık 10 m.'yi bulduğu için çökme ihtimali kesinlikle yoktur. Senenin 5-6 ayında devamlı damlar ve bu damlalar yeni sarkıt ve dikitlerin oluşmasını sağlar.
Damlataş Mağarası'nın astıma iyi gelen dört vasfı olduğu tıbben tespit edilmiştir. Mağaranın ortamında bulunan; normalden 8-10 misli fazla karbondioksit, yüksek oranda nem, alçak sühunet, radyoaktivite gibi unsurların ilk ikisinin astıma iyi geldiği, diğer ikisinin de yardımcı faktör olarak kabul edildiği bilinmektedir. Alanya'ya astım tedavisi için gelen hastaların sayısı oldukça fazladır ve gittikçe artmaktadır.

Çimeniçi Mağarası ; 
Toplam uzunluğu 10 m. olan mağara bir dik çıkış dışında tamamen yataydır. Mağara, birbirleriyle bağlantılı çok sayıda odacık ve iki kattan meydana gelmiştir. Başlangıçta tek bir boşluktan oluşan mağara, zamanla traverten sütunlar tarafından bölünerek odacıklar meydana gelmiştir. Girişe göre 10 m. yukarıda olan ikinci kat, iki büyük odadan meydana gelmiştir. Mağara traverten birikimi açısından son derece zengindir. Odaları oluşturan traverten sütunlar geniş yer tutar. Ayrıca yan duvarlar perde travertenler ile süslüdür. Damlataşlarının olduğu ve güzelliği ile yakınında bulunan tarihi eserler nedeniyle ilginç bir mağaradır. Çimeniçi Mağarası'nda yapılan araştırmalarda yazılı bir belgeye rastlanmamıştır.

Dim (Gavurini) Mağarası ve Dim Çayı;
 Kuzkaya köyü mekiinde Cebireis dağının (1691 m.) batı yamacında bulunur. Dim mağarasının hemen ön kısmında, 250 m. aşağıda piknik yeri olarak kullanılan, tabanı çınar ağaçları, yamaçları çam ormanları ile kaplı bulunan Dim Vadisi yer alır.Toplam uzunluğu 357 m. yatay ve kuru mağara tipindedir. Sadece son kısmında durgun küçük bir göl vardır. Dim mağarası, Türkiye'nin en güzel mağaralarından biridir. Alanya'ya yakın olması ve çevrenin piknik yerleri ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle ziyarete uygundur. Tarih öncesi ve tarihi devirlerde insanlar tarafından barınak olarak kullanılmasından dolayı çevre halkı tarafından "Gavurini Mağarası" olarak adlandırılmıştır.

Alanya için Hayat damarı sayıla bilinecek bir durumdadır.  Alanya'nın doğusunda ve şehir merkezinden 6 km uzaklıkta ki Dimçayı, Torosların eteklerinde Dimala Cami (Alakise) Köyünden doğup kuzeydoğu-güneybatı yönünde 60 km'lik bir kolla sularını Alanya'nın güneyinde Kestel ve Tosmur Beldeleri sınırından  Akdeniz'e dökülmektedir. Yıllık ortalama su akımı 505.30 hm3,  ortalama debisi 16 m3/sn.dir. Dim Çayının çevresinde 14-15 Kadar Yerleşim yeri vardır. Bu yerlerşim yerlerine Dim köyleri denir. Kışın yağan kar yaz mevsiminde  erimeye başlayınca özellikle bahar mevsiminde Çayın suları soğuktur. Dim çayının etkisi ile yarılmış olan bu vadiye de Dim vadisi denir. Dim vadisi gerek Serinliği gerek yeşilliği sayesinde turizm açısından önemli bir noktadır. Yerel halk içinde 1936'larda başlayıp 1948 yılında noktalanan çalışmalarla Alanya muzunun Alanya portakalının yurt düzeyinde üne kavuşmasını sağlamıştır. Dün kasamızı dolduran bu çayımız bugün Akciğerler­imizi oksijenle dolduruyor. Dim Çayından gelen kanal Alanya'nın batısına kadar uzanıp Alanyanın sulama suyu ihtiyacını karşılar. Bunu yanında Alanya da sık sık tekrarlanan elektrik kesintilerini gidermek ve uzun vadede Alanya'nın elektrik ihtiyacını karşılamak için Doğal güzelliği bozmadan bir baraj inşaatına da başlanmış  Fakat tahmin edilen süreden daha fazla bir süredir inşaat devam etmektedir. Bu barajla ilgili birkaç ayrıntıya girecek olursak. Baraj sahası  ve depolama tesisleri Dim çayı üzerinde Alanya İlçesinin 5 km. kuzeydoğusunda, Alanya- Mersin karayolundan 8 km. içeride Kuzyaka Mevkiindedir.
Dim Barajı ve hidroelektrik santrali projesinde çalışma alanı yaklaşık 275 km2lik bir alanı kapsar. Baraj, hidroelektrik santrali ve diğer sanat yapılarının mühendislik jeolojisi durumlarını belirlemek amacıyla; çalışma kapsamında baraj yerinin, tünellerinin geçeceği kayaların ve santral yerindeki zeminin fiziksel özellikleri; geçirimlilik, duyarlılık durumları, ayrışmış zeminin sınırları, yaş durumunun yapılacak yapılara etkileri ve diğer jeolojik özellikler araştırılıp, tespit edilmiştir.
Baraj ve hidroelektrik santrali 'in yapılması ile yıllık 122,91 Gwh enerji üretiminin yanı sıra, yazın kurak mevsimde yetersiz kalan sulama suyuna katkı sağlamak ve daha üst kotlarda; yeni sulama sahalarının açılması amaçlanmıştır.Projenin bir diğer amacı ise; Alanya İlçesi ve yakın çevresindeki turistik işletmelerin, içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamaktır.Baraj tipi ön yüzü beton kaplamalı kaya dolgu şeklinde projelendirilmiştir. Baraj gövde yüksekliği 134,50 m (temelden), 123,50 m (talvegden), Kret kotu 173,50 m, Kret genişliği 7,80 m, Max. Su seviyesi 173,03 m, Max. Su seviyesinde baraj gölü alanı 448 Ha, Gövde dolgu hacmi 5.190 x 106 m3tür. Sol sahilde at nalı kesitli derivasyon tüneli ve dip savak; sağ sahilde ise yandan alışlı dolusavak projelendirilmiştir.
Dim çayının asıl önemi ise turizm merkezi olmasından gelmektedir. Kestel Yol ayırımından yada Tosmur yol ayırımından kuzeye doğru gidilmeye başlayınca hemen sağlı sollu gözünüze Piknik alanları çarpmaya başlar. Suyun çağıltısı ve çevresindeki yeşillik çok etkileyici. Suyu yaz kış soğuktur. Yazın en sıcak günlerinde denizde serinleyemezseniz eğer, Dimçayı'nın serin sularına bırakabilirsiniz kendinizi. Yol boyunca çok sayıda lokanta , restaurant ve piknik alanları  vardır. Bir bölümü yaz ayları olduğu gibi kış aylarında da açık oluyor. Tavuk, et ve balık servisi yapılır. Ama hem suya girmek, hem de alabalık yemek istiyorsanız Dim çayının üst piknik alanlarına kadar çıkmanız gerekiyor. Özellikle Alabalık yetiştirme havuzlarına kadar gidip , su içine atılmış masalara oturup, ayaklarınız su içersinde güzel bir balık yiyebilirsiniz. Bunun yanında ilçede tatil yapan turistler, kiraladıkları cip ve motosikletlerle Toroslar'da tura çıkıyor. Turistlerin en fazla ilgi gösterdiği köyler arasında Dim köyleridir. Bu köylerde bulunan turistik tesislerde günübirlik güzel bir gün geçiren turistler, son derece iyi zaman geçirdiklerini söylüyorlar. Gruplar halinde safari yapan turistler, Torosları gezmenin kendileri için unutulmaz bir anı oluşturduğunu , Toroslar'ın havasına ve doğasına hayran kaldıklarını dile getirir Safari tutkunu turistler.Bu turdan unutulmaz anılarla dönen turistler Alanya'nın  sadece deniz, kum, güneş üçgenine hapsedilmediğini , Safari, piknik gibi alternatiflerinin de olmasından gayet memnundurlar.





Hasbahçe Mağarası ;

İlçenin Küçük Hasbahçe mahallesi Kent merkezine dört kilometre uzakta Hasbahçe Mahallesi’nde İnişdibi mevkiindedir..Damlataş Mağarasından birkaç misli büyük olan mağarada henüz derinlemesine bir araştırma yapılmadığı için fazla bir bilgi yoktur.
Damlataş Mağarası’ndan dört kat kadar daha büyüktür. Henüz ziyarete açılmadığı gibi oluşumu hakkında da bilimsel bir çalışma yapılmamıştır. İçindeki havanın serinliği nedeniyle bir dönem narenciye ürünleri depolamak için kullanılan mağara gezenlerin anlatımına göre sarkıt ve dikitlerle süslüdür. 

Kadı İni Mağarası ;
Alanya merkezinin 15 km. kadar kuzeydoğu istikametinde, Çatak mevki denilen yerde bulunmaktadır. 2.5-3 km derinliği olan mağarada yürütülmekte olan araştırmalarda ilk bulgularda ; sarkıt,dikit,şelale ve göle rastlanmıştır. Çevrede bulunan piknik yerleri yöreye ayrı bir canlılık vermektedir.
Kent merkezindeki Damlataş mağarasından üç kat büyük sarkıt ve dikitleri vardır. 1957 yılında uzmanların mağarada yaptıkları araştırma sırasında insan iskeleti ve fosil kalıntıları bulunmuştur. Kalıntıların 20 bin öncesine ait olduğu saptanmış ve Alanya’daki ilk yerleşimin burada olduğu belirlenmiştir.Mağara henüz ziyarete açılmamıştır.


Korsanlar Mağarası ;

Korsanlar Mağarası eskiden etrafa korku saçan korsanların soygunlardan elde ettikleri malları depoladıkları ve kaçırdıkları kızları tuttukları yer olarak ün salmıştır. Mağara tahminen 10 m. genişliğinde 5-6 m yüksekliğinde olan ağız kısmı teknelerin rahatlıkla içeri girmesine olanak sağlar. İçeride cami kubbesi gibi insanın üzerini örten rengarenk taşları ve kuzeye uzanan karanlığı görmek mümkündür.

 Aşıklar Mağarası ;
Aşıklar Mağarasının kapısı deniz yüzeyinden iki metre yükseklikte ve insanın girebileceği büyüklüktedir. Bu kapı sarkıt, dikit ve sütunlarla süslenmiştir.
Aşıklar Mağarası'na teknenin kayalıklara yanaşmasından sonra kayalara tırmanılarak çıkılır. 75 metre uzunluğundadır. Alçak tavanı nedeniyle mağaranın içinde zaman zaman eğilerek yürünür. Aşıklar Mağarası'nıni ağzı, denizden sekiz metre kadar yüksektedir.Mağaraya tırmanarak çıkanlar dönüşte bu yükseklikten atlamak zorundadırlar
Söylenceye göre antik çağın korsanları Aşıklar Mağarası'da ganimetlerini ve esir kızları saklamıştır. Mağaranın 'Aşıklar' adını kimseye görünmeden baş başa kalmak isteyen aşıklardan aldığı sanılmaktadır

Fosforlu Mağara ;
Fosforlu Mağara, Alanya (Tarihi )yarımadasının Damlataş tarafındaki yamacında bir deniz mağarasıdır. Mağaranın jeolojik yapısından kaynaklanan zemini, geceleri ay ışığının yansımasıyla fosfor gibi parlamaktadır. Parıltı gündüzleri de fark edilmektedir.Gezi tekneleri, Fosforlu Mağara’nın önünde de kısa yüzme molaları vermektedir.

Korsanlar Mağarasına benzer bir görünüme sahip olan Fosforlu Mağaranın kapısı teknelerin içeri girmesine olanak sağlayacak büyüklüktedir.Teknenizle mağara içine girdiğinizde küreklerinizi ileri geri hızla oynattığınızda su içersinde çok ilginç fosforlu ışık oyunlarıyla karşılaşırsınız. Eğer bu gezinizi ikindi vaktinde yaparsanız buradaki ışık oyunlarına doyum olmadığını göreceksiniz Bu mağaranın ikinci bir özelliği de 200-300 kişilik büyük teknelerle mağara turları yapanların demir atıp topluca denize girdikleri vazgeçilmez yerlerden biri olmasıdır.
    
AKARSULAR  :    Alanya'nın eşşiz doğa güzelliklerine,  göz kamaştıran şelaleleriyle akarsular ve vadiler de adeta ''biz de varız'' dercesine eşlik etmektedirler.

Alara Çayı ve Uçansu Şelalesi ;


 

  
Dim Çayı   ;
  
                             

Gökdere Çayı  ;

Sedre Çayı  ;

Sapadere Çayı-Şelalesi ve Sapadere Kanyonu  ;




    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder